spot_img

Milli Eğitim Bakanı Selçuk’tan Okullar İçin Son Dakika Açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk: “Salgının yükselişte olduğu şu dönemde aldığımız tedbirler vasıtasıyla okulların çarşıdan, pazardan, sokaktan daha güvenli olduğunu ispat etme imkanı bulduk

“Salgının yükselişte olduğu şu dönemde aldığımız tedbirler vasıtasıyla okulların çarşıdan, pazardan, sokaktan daha güvenli olduğunu ispat etme imkanı bulduk.” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Köy okullarına ilişkin soru üzerine Bakan Selçuk, mevzuatta yapılan değişiklik sonucu 3-5 öğrenci olması halinde de tüm köy okullarının açılabilmesine imkan sağlandığını, binlerce okulun da açıldığını söyledi.

Selçuk, özel okul açılışlarına ilişkin soruya karşılık, 500 metrekareden az bahçesi olan okulların açılmasının söz konusu olmadığını belirterek, “Özel okulların belli koşullarda açılmasına ilişkin düzenleme Cumhurbaşkanlığında, hayata geçmek için sırasında bekliyor.” diye konuştu.

Eğitim öğretim yılı başlangıcında “Eğitim Bilişim Ağı’nın (EBA) çöktüğüne” yönelik iddiaların sorulması üzerine Selçuk, bu dönemde hem iki uluslararası siber saldırı olduğunu hem de tüm öğrencilerin sisteme birden girmesi nedeniyle Telekom hizmetlerinin bu durumu da saldırı olarak algıladığını anlattı.

Bakan Selçuk, birçok ülkenin sadece öğrencilere mail göndererek sorumlu oldukları konuları bildirdiğini ancak Türkiye’nin 3 kanal kurduğunu, EBA’nın altyapısını güçlendirdiğini, EBA Destek Noktaları kurduğunu ve öğrencilere yazın da eğitim verildiğini dile getirdi. Yapılanlara rağmen eksikler bulunduğunu belirten Selçuk, “Fakat hiçbir şey yapılmamış gibi ‘EBA çöktü’ denilirse, bir yanlış anlamadan kaynaklanan ve uluslararası Hollanda ve Amerika merkezli iki siber saldırıdan dolayı yaşadığımız bir problemin ‘EBA çöktü’ şekilde ifade edilmesi çok sağlıklı değil diye düşünüyorum.”ifadesini kullandı.

.

2021 bütçesinde bina güçlendirme çalışmaları için ayrılan kaynağı yeterli bulup bulmadığının sorulmasına Selçuk, şu karşılığı verdi:

“İzmir’de ağustos-ekim aylarında 50 okulumuzun yıkımını gerçekleştirdik. Bu okulları zaten boşaltmıştık. Depremde 2 bin 600 okuldan sadece 139’unun duvarlarında, sıvalarında çatlak var. 139 hafif sorunlu okul içinde Bayraklı’da tek bir okul bile yok. 139 okulla ilgili de sıva, tamir vesaire her türlü tedbir alınacak. Son birkaç yılda elbette ödenekler artıyor. 2021’de bu inşaatları tamamlayacağız. 2021’de ek bütçe sağlanması ihtimalini de göz önünde bulundurarak ilave tahkik çalışmalarını da programlayacağız.”

Bakan Selçuk, öğretmen atamalarına ilişkin soruyu yanıtlarken de “2021’de tabiiki atama yapacağız. Bütçede öğretmen ataması var. Sayısının yüksekliği konusunda bizim gayretimiz, çabamız, girişimlerimiz var. Bunun müjdesini inşallah olduğunda paylaşacağız.” dedi.

Taşımalı eğitime ilişkin soru üzerine Selçuk, bu yıl taşımalı eğitim bütçesinde tasarrufun söz konusu olacağını belirtti.

.

Bakan Selçuk, şöyle devam etti:

“Bu yıl kitap onaylarının yapılacağı ayla ilgili mevzuattaki değişiklik ve diğer tedbirlerle beraber 434 milyon TL ders kitaplarında tasarruf sağlanmıştır. Her okul kendi yakacaklarını, ihale açarak alırken bu yıl Enerji Bakanlığı ile bir anlaşma yaptık ve kömürleri belirli bir kalorinin üzerinde olması şartıyla merkezi olarak aldık ve okullara ulaştırdık. Dolayısıyla hiçbir okul ihaleyle uğraşmadı, hiçbir okulda ihalelerle ilgili sıkıntılar vesaire konuşulmadı. Bunu Türkiye olarak merkezi düzenledik ve sadece kömürden 155 milyon TL civarında bir tasarruf sağlandı.”

Bakanlığın yaklaşık 1 milyon lirayı hediyelik eşyalara harcadığı yönündeki haberlerin sorulmasına karşılık Bakan Selçuk, Türkiye’de çok sayıda başarılı öğrenci ve öğretmen bulunduğuna dikkati çekti.

Selçuk, bunlara satranç takımı, kalem, kitap gibi hediyeler verildiğini dile getirerek, “Başarılarla ilgili törenlerde, ziyaretlerde, kutlamalarda çeşitli hediyeleri çocuklara dağıtıyoruz. Yoksa Bakanlık ya da Bakan bir milyonluk hediye almış da bunu dağıtmış böyle bir şey söz konusu değil.” dedi.

Bakan Selçuk, kapalı köy okullarının muhtarlık ve sağlık ocaklarının kullanımına verilmesine ilişkin de şunları söyledi:

“Bizim eğer ihtiyacımız yoksa ki bunlar tahsistir bize Milli Emlak tarafından, biz bunların mülkiyetine sahip değiliz, hepsi tahsistir. İhtiyaç duyulması halinde Milli Eğitim Bakanlığına geri verilmesi koşuluyla biz bu kullanılmayan binaların tamamını serbest bıraktık ve sayın valilerin denetiminde, gözetimindedir. Her il bunu rahatlıkla yapabilir. Bizim merkezi olarak bu konularla ilgili günlük takibimize ihtiyaç bile yok, geçici kullanım söz konusudur. Hiçbir engel yok.”

Dünya Bankasından 300 Milyon Dolarlık Kredi

18 bin okulun depreme dayanıklı olmadığı yönünde bir değerlendirmede bulunulduğunu dile getiren Selçuk, bunun çok abartılı bir rakam olduğunu, bu konuda soruşturmalarının sürdüğünü ifade etti.

Selçuk, bununla alakalı yazılı olarak ayrıntılı bilgi vereceklerini belirterek, Milli Eğitim Bakanlığının depremle ilgili harcaması olacağını, bunun da planlamasını yaptıklarını kaydetti.

Bakan Selçuk, “Dünya Bankasından da 300 milyon dolarlık uzun vadeli bir kredi aldık ve o kredi de uygulamaya geçti. Harcama yapılabiliyor. Depremle ilgili kullanılması koşuluyla 300 milyon dolar tamamen okul binalarımızın yenilenmesi ve güçlendirilmesi için kullanılacak.” diye konuştu.

.

Saraç: “Yök’te Bütün Halılarımızın Altı Tertemiz”

YÖK Başkanı Yekta Saraç da milletvekillerinin sorularına yanıt verdi.

Tıp eğitimi ve üniversite hastanelerinin borçlarıyla ilgili soru üzerine Saraç, tıp eğitimiyle ilgili endişelere kendisinin de katıldığını söyledi. Saraç, “Hastane meselesi aslında hem bir hizmet kurumu hem de ikincisi tıp eğitiminin bir parçası. Ondan sarfınazar edersek hem eğitimi kaybederiz hem de hizmet sunumunun özelleştirilmesine doğru giden bir yol hızlanır.” dedi.

Saraç, bunun çözülmesi gereken bir husus olduğunu belirterek, üniversite hastanelerinin özel hastane olmadığını ve kısmen zarar da edebileceklerini, bunu bir nevi görev zararı olarak düşünmek gerektiğini ifade etti.

Beyin göçünün de kendileriyle alakalı bir durum olmadığını dile getiren Saraç, başarılı öğrencilerin kendilerine üniversitelerde yer bulamama endişesinin de çok önemli olduğunu bildiklerini kaydetti.

Saraç, iki hafta içinde tamamladıkları “YÖK Akademik Kariyer-Liyakat Projesi”ni hayata geçireceklerini belirterek, bunun önemli ölçüde fayda sağlayacağına inandıklarını söyledi.

Şeffaflığın en büyük denetleme olduğunu vurgulayan Saraç, “Bizim YÖK’te bütün halılarımızın altı tertemiz, pırıl pırıl.” dedi.

Saraç, “Hukuk fakültelerinde hukukçu dekan yok” tartışmalarıyla ilgili, “Bu doğru değil, aslı astarı da yok. Nedense emekli bir hukukçumuz böyle bir şey çıkardı.” diye konuştu.

Saraç, YÖK’ün üniversite özerkliğini yok eden bir kurum olduğu yönündeki eleştiriye karşılık, “Bilakis, 3-4 yıldan beri en fazla eleştirildiğimiz husus ‘niye üniversitelere bu yetkiyi verdiniz’. Bu salonda bize yönelttiğiniz eleştirilerin önemli bir kısmı da üniversitelerin yetkisi dahilindeki işlemler dolayısıyla. YÖK, son 5 yıldan beri yükseköğretim politikaları yapan bir kurum. Soruşturma açan bir kurum değil, müfredatı belirleyen bir kurum değil.” ifadelerini kullandı.

“YÖK üniversiteyi paralı bir yere devşirmeye çalışıyor” şeklindeki söyleme de karşılık veren Saraç, “Yükseköğretimdeki bakış açımız kamucudur. Buna göre planlamalarımızı yapıyoruz ve buna göre projelerimizi hayata geçiriyoruz. Kamucudur, sosyal adaletçidir ve fırsat eşitliğini vurgular.” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, ÖSYM Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin 2021 yılı bütçeleri kabul edildi

Yorumlarınız

spot_img

Diğer Başlıklarımız

spot_img

Haber Başlıklarımız