Üniversiteli olmak pek çok genç için hayalinin gerçekleşmesidir. Ancak koronavirüs güzel hayallerin yoluna taş koydu. Kampüsler ıssız, fakülteler sessiz, derslikler kimsesiz kaldı
Uzaktan eğitimle evlerine dönen öğrenciler güzel anılarını hayallerinde yaşatmaya çalışsa da neredeyse hepsi “ah şimdi kampüste olsaydım” diye iç geçiriyor. Okullar açık olsa üniversiteliler ne mi yapıyor olurdu? İşte yanıtı:
OKULA DÖNÜNCE KOLONLARA SARILACAĞIM
Berfin Çınar (ODTÜ Mimarlık Fakültesi): Ankara gri bir şehir belki ama ODTÜ bambaşka bir dünya. Şimdi kampüste olsam dersten çıkıp yemekhaneye yürürdüm. Sonra bakardım ki çok sıra var Çatı kafeye gider orada yerdim. Arkadaşlarla çay içerken zamanın nasıl geçtiğin anlamaz derse geç kaldığımızı fark edince apar topar kalkar sınıfa koşardık. Günlük rutinlerini bile çok özledim okulun. Herkes birbirini hem ders çalışmaya hem eğlenmeye motive ederdi. Birçok deneyimden ve akademik kazanımlardan geri kaldık. Yürürken mutlaka 2-3 topluluğun etkinlik için stant açtığını, oradan müziğin yükseldiğini, başında birilerinin konuştuğunu görürdünüz. Kampüs çok canlıydı. Üniversite hayatını bir kez yaşıyoruz sonuçta ve yıllarımız geçiyor. Eğer Devrim Stadı’nda yürüyerek mezun olamayacaksam bir sene daha uzatabilirim okulumu. Okula dönünce her kolona sarılacağım.
DUYGUSAL AÇIDAN BOŞLUĞA DÜŞTÜK
Enes Karataş (İTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi): Kimya Bölümünün kaynaşma ortamı laboratuvarlardır. Orada deneyler yapardık. Yeni renkler elde edince çok eğlenirdik mesela. Sınav zamanlarında kampüste sabahlardık. 7/24 açık olan kafelerde gece boyu muhabbet ederdik. Gün aydınlanınca hamur işi yiyecekler çıkardı sıcak sıcak. Onun kokusu uykumuzu açardı. Böyle güzelliklerden mahrum kaldık. Duygusal açıdan büyük bir boşluğa düştük. O yüzden okula dönünce sosyal eksikliğimizi giderecek büyük bir etkinlik yapmak istiyoruz.
BAĞIRA BAĞIRA MÜZİK YAPARDIK
Senanur Eydemir (İTÜ İşletme Fakültesi): Ayazağa Kampüsünde yurtta kalıyorum. Yurt hayatını, çimlerde oturmayı, arkadaşlarla muhabbet etmeyi çok özledim. A Capella kulübü üyesiyim ayrıca. 45 kişilik bir koroyuz. Taşkışla’da bağıra bağıra müzik yapardık. Konserlerimiz olur ve onun heyecanı çok başkaydı. Kampüsün her yerinde ayrı bir anımız var açıkçası. Salgın sebebiyle ailemin yanına Eskişehir’e döndüm. O yüzden bu süreç beni İstanbul’dan mahrum bıraktı. Bir an önce bu kabustan uyanmak istiyorum ve özlediğim üniversite hayatına geri dönmek istiyorum.